FAİLİ MEÇHUL CİNAYETE KARBAN KURBAN GAZETECİLER

Toplumdan farklı düşünen insanların bu kadar kolay harcandığı başka bir ülke var mıdır acaba? İnsanları fikirleriyle aydınlatan, düşüncelerini korkmadan söyleyen insanlar faili meçhul bir şekilde öldürülüyorlar. Aydınların, fikir adamlarının bu kadar rahat öldürüldüğü başka bir ülke bilen varsa söylesin lütfen!..Birileri karanlıkta yaşamamızı istiyor sanırım. Düşünceye ve düşünen insanlara dokunmanın suç olmadığı suç sayılmadığı bir ülke bizimkisi. Devlet memuruna hakaret suç, askere hakeret suç,siyasetçiye suç. Ülkeyi siyaset şemsiyesi altında soyup soğana çevirenlere hakaret suç bu ülkede! Peki bunlara karşı çıkıp kıral çıplak saray soyuluyor diyenlere karşı yapılan çirkin saldırılar suçmu? Hayır değil tabiki yıllarını ülkesi için adamış bilim adamları, yazarlar, gazeteciler ve düşünürlerin birirleri tarafından ısmarlama birşekilde öldürüldüğü ve bu olayı yapanlarında iyi çocuklar olarak adlandırıldığı bir ülke bizimkisi.

  

Toplumdan farklı düşünen insanların bu kadar kolay harcandığı başka bir ülke var mıdır acaba? İnsanları fikirleriyle aydınlatan, düşüncelerini korkmadan söyleyen insanlar faili meçhul bir şekilde öldürülüyorlar. Aydınların, fikir adamlarının bu kadar rahat öldürüldüğü başka bir ülke bilen varsa söylesin lütfen!..Birileri karanlıkta yaşamamızı istiyor sanırım. Düşünceye ve düşünen insanlara dokunmanın suç olmadığı suç sayılmadığı bir ülke bizimkisi. Devlet memuruna hakaret suç, askere hakeret suç,siyasetçiye suç. Ülkeyi siyaset şemsiyesi altında soyup soğana çevirenlere hakaret suç bu ülkede! Peki bunlara karşı çıkıp kıral çıplak saray soyuluyor diyenlere karşı yapılan çirkin saldırılar suçmu? Hayır değil tabiki yıllarını ülkesi için adamış bilim adamları, yazarlar, gazeteciler ve düşünürlerin birirleri tarafından ısmarlama birşekilde öldürüldüğü ve bu olayı yapanlarında iyi çocuklar olarak adlandırıldığı bir ülke bizimkisi.

Bir düşünür bilim adamı kolay yetişmiyir fakat sırf düşünceleri yüzünden çok kolay harcanabiliniyor. Faili belli olmayan bir cineyetle ortadan kaldırılabiliniyor. Güzelim ülkemizi çöle çevirdiler dev çınarları yerinden ettiler. Ve bize haber sayfalarında yurt dışında yaşayan bir kaç düşünürün muhendisin veya doktorun başarılarını, yapmış oldukleri mükemmel işleri çalışmaları göstermekle yetinmeyi uygun buldular. Bunun bize faydası ne başkasının hesabına çalışan vatandaşlarımız bizi neden bukadar sevindirsin, bize ülkemize bir yararı olmadıkça.Türkiye neden hep geri sayıyor, Japonyadan eksiğimiz neydi ? Borç batağından kurtulan Rusyadan eksiğimiz neydi?  Buna birde Rusyada neden bir asker veya siyasetçi değilde sanatçının veya bilim adamının daha değerli olduğunu ve neden Tolstoyun veya Dostayevski nin bukadar saygı gördüğünü eklersek daha iyi anlayabiliriz sanırım. Fakat bizde güzelim ülkemizde malesef böyle olmuyor mafya babaları, ülkeyi soyup soğana çeviren iş adamları Cumhurbaşkanlığı yapmış birinin aile fotoğrafları karesinde yer alabiliyor. Cinayete karışmış birinin yakalanmasından sonra üst düzey bir genaral tarafından tanırım onu iyi çocuktur diye sahiplenilmesi bununda yargı sürecini etkilemiş olması karanlık içinde kalmamıza sebep olmaktadır. Bu böyle olmaz diyenlere yanlıştır diyenlere işte aşağıdaki liste faili mechuller listesi cevap verecektir sanırım. Burda sadece öldürülen gazetecileri  listeye aldık. Türkiye’de 1909’dan bu yana öldürülen gazeteciler;
Hasan Fehmi Bey/Serbesti (İstanbul 6 Nisan 1909)
Ahmet Samim/Sada-yı Millet (İstanbul 19 Temmuz 1910)
Zeki Bey/Şehrah (İstanbul 10 Temmuz 1911)
Şair Hüseyin Kami/Alemdar (Konya 1912 veya 1914)
Hasan Tahsin/Hukuk-u Beşer (İzmir 27 Temmuz 1919)
Silahçı Tahsin/Silah ve Bomba (İstanbul 27 temmuz 1914)
İştirakçi Hilmi/iştirak,Medeniyet (İstanbul 1922)
Ali Kemal/Peyam-ı Sabah (İzmit 1922)
Hikmet Şevket (1930)
Sabahattin Ali/Marko Paşa (Edirne 1948)
Adem Yavuz/Anka Ajansı (Kıbrıs 27 Ağustos 1974)
Ali İhsan Özgür/Politika (İstanbul 21 Kasım 1978)
Cengiz Polatkan/ Hafta Sonu (Ankara 1 Aralık 1978)
Abdi İpekçi/Milliyet (İstanbul 1 Şubat 1979)
İlhan Darendelioğlu/Ortadoğu (İstanbul 19 Kasım 1979)
İsmail Gerçeksöz/Ortadoğu (İstanbul 4 Nisan 1980)
Ümit Kaftancıoğlu/TRT (İstanbul 11 Nisan 1980)
Muzaffer Fevzioğlu/Hizmet (Trabzon 15 Nisan 1980)
Recai Ünal/Demokrat (İstanbul 22 Temmuz 1980)
Mevlüt Işıt/Türkiye (Ankara 1 Haziran 1988)
Seracettin Müftüoğlu/Hürriyet (Nusaybin 29 Haziran 1989)
Sami Başaran/Gazete (İstanbul 7 Kasım 1989)
Kamil Başaran/Gazete (İstanbul 7 Kasım 1989)
Çetin Emeç/Hürriyet (İstanbul 7 Mart 1990)
Turan Dursun/İkibine Doğru veYüzyıl Derg. (İstanbul 4 Eylül 1990)
Gündüz Etil (1991)
Mehmet Sait Erten/Azadi (Denk Diyarbakır 1992)
Halit Güngen/İkibine Doğru (Diyarbakır 18 Şubat 1992)
Cengiz Altun/Yeni Ülke (Batman 25 Şubat 1992)
İzzet Kezer/Sabah (Cizre 23 Mart 1992)
Bülent Ülkü/Körfeze Bakış (Bursa 1 Nisan 1992)
Mecit Akgün/Yeni Ülke (Nusaybin 2 Haziran 1992)
Hafız Akdemir/Özgür Gündem (Diyarbakır 8 Haziran 1992)
Çetin Ababay/ Özgür Halk (Batman 29 Temmuz 1992)
Yahya Orhan/Özgür Gündem (Ceylanpınar 9 Ağustos 1992)
Hüseyin Deniz/Özgür Gündem (Ceylanpınar 9 Ağustos 1992)
Musa Anter/Özgür Gündem (Diyarbakır 20 Eylül 1992)
Yaşar Aktay/Serbest (Hani 9 Kasım 1992)
Hatip Kapçak/Serbest (Mazıdağı 18 Kasım 1992)
Namık Tarancı/Gerçek (Diyarbakır 20 Kasım 1992)
Uğur Mumcu/Cumhuriyet (Ankara 24 Ocak 1993)
Kemal Kılıç/Yeni Ülke (Şanlıurfa 18 şubat 1993)
Mehmet İhsan Karakuş (Silvan 13 Mart 1993)
Ercan Güre/ HHA (20 Mayıs 1993)
İhsan Uygur/Sabah (İstanbul 6 Temmuz 1993)
Rıza Güneşer/Halkın Gücü (14 Temmuz 1993)
Ferhat Tepe/Özgür Gündem (Bitlis 28 Temmuz 1993)
Muzaffer Akkuş/Milliyet (20 Eylül 1993)
Nazım Babaoğlu/Gündem (12 Mart 1994)
Erol Akgün/Devrimci Çözüm (1994)
Onat Kutlar/Cumhuriyet (11 Şubat 1995)
Seyfettin Tepe/Yeni politika (28 Ağustos 1995)
Metin Göktepe/Evrensel (İstanbul 8 Ocak 1996)
Kutlu Adalı /Yeni Düzen (Kıbrıs 8 Temmuz 1996)
Selahattin Turgay Daloğlu (İstanbul 9 Eylül 1996)
Reşat Aydın/AA, TRT (20 Haziran 1997)
Ayşe Sağlam Derince (3 Eylül 1997)
Abdullah Doğan Candan Fm (Konya 13 Temmuz 1997)
Ünal Mesuloğlu/TRT (Manisa 8 Kasım 1997)
Mehmet Topaloğlu Kurtuluş (Adana 1998)
Ahmet Taner Kışlalı Cumhuriyet (Ankara 21 Ekim 1999)
Bunun son örneğini de hepimizin bildiği Hrant Dink’in öldürülmesinde gördük.(kaynak ntvmsnbc)
 Hazırlayan Fatih Aydoğan Gazetecilik IV.

Yorum bırakın